Yaptığımız pasta değil...adeta sanat...

Ben yemek yemeği sevdiğim kadar, yemek yapmayı da severim... Sadece yemek de değil pasta, börek, çörek yapmayı, kısaca mutfakta zaman geçirmeyi, saatlerce dilim dilim malzemeleri kesmeyi, birbirine katmayı, karıştırmayı çok severim... Vakit nasıl geçer anlamadığım gibi tüm sorunları, sorumlulukları unutur lezzete odaklanırım...


Uzun zamandır hayalini kurduğum butik pasta yapmayı önce pek de başarılı olmayan amatör bir denemeyle kızkardeşime pasta yaparak gerçekleştirmeye çalıştım. Ama tabii her işte olduğu gibi bu işi de iyi yapmanın şartı eğitim dedim. Ve minik yeğenim Ece'nin pastası için iletişime geçtiğim, ama ne yazık ki pastamızı ona yaptırmamızın kısmet olmadığı Bana Bir Pasta Yap diyerek sanat şaheseri pastalar dizayn edip, yapan İpek Hanıma ulaştım. Ve ne mutlu bana ki yakın bir tarihte butik pasta yapımı için kurs programı varmış. Hemen ön kayıt işlemimi gerçekleştirdim. 

Heyecanla kurs gününü beklemeye başladım. Kalbim heyecanla çarparken iki şehir dışı görevi peşpeşe geldi. Üstelik ikisi de çok sevdiğim iller olan İzmir ve Bursa'yaydı. Ama gelin görün ki kursun heyecanından oradaki işlerimin aksamaması ve bir an evvel Ankara'ya dönmeyi diliyordum. Üstelik Bursa'da çok özlediğim arkadaşlarıma kavuşma mutluluğumu yarım bırakacak kadar heyecanla beklemiştim kursu. 

İpek Hanım, ben, kursu hediye alan kursiyer arkadaşım
ne yazık ki adını hatırlıyamıyorum :( ve Serap Hanım
Beklediğim kadar varmış... Nolte'de verilen kursa erkenden vardım ama bir süre arabayı park edecek yer aramak zorunda kaldım. Buna rağmen ilk gelen kursiyer bendim... Ve İpek Hanımla hemen tanıştım. Pastaları kadar sıcak ve tatlı görünümlü bu güzel kadına hemen kanım ısındı. Derken kurs arkadaşlarım geldi. Mutfak seven insanlar genelde sıcak kanlılar bunu anladım. Kurs arkadaşlarımdan birine kocası doğumgünü hediyesi olarak kursu ve kursta öğreneceği teknikleri kullanabilmesi için pasta yapım malzemelerini hediye etmişti. Diğer kurs arkadaşım ise İpek Hanımın tüm kurslarını takip eden Serap Hanımdı. İtiraf etmeliyim onun yardımları olmasa uğraştırıcı dizaynımı kusursuz bir şekilde tamamlamam imkansız olurdu. 

Bizim kursumuz yaklaşık 7 saat sürdü ama pastamızda kullandığımız pandsipanyaları, içine koyduğumu creme patisserieyi ve ganaj çikolatayı İpek Hanım bizim için bir gün önceden hazırlamıştı. Bahar geldiği için bir bahar pastası dizayn etmişti. Renk seçimlerini bize bıraktı İpek Hanım. Ben en sevdiğim renk olan moru beyaz hamura katarak şeker bir lila yakalamayı hedefledim ve çok şanslıydım ki başardım. Beyaz ve sarı çiçeklerle süslediğimiz pastalarımızı kendi seçimlerimiz olan detaylarla süsledik, ben minik beyaz ve sarı çiçeklerle süslemeyi ercih ettim. İşte minik top şeklindeki polenlerimi yapmama Serap Hanım yardım etti. 


Aramızda sır olarak kabul ettiğim püf noktalarını sizinle paylaşmıyorum, ama İpek Hanım kendi buluşu olan pek çok püf noktasını bizlerle paylaştı. Ama yine bir itirafta daha bulunayım ben ne yaparsam yapayım, boynuz olarak kulağı geçmekle ilgili şüphelerim olsa da, bir mucizeyi gerçekleştirip hayal ettiklerimi İpek Hanım gibi pastaya çevirebildiğim gün emin olun bir çay kahve içmeye ve pastalarımı yemeye geleceğeniz hep hayallerini kurduğum o butik pastanemi açtığım gün olacaktır.


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kalplerin Kraliçesi Babaanne oldu... (Bölüm 6)

Bir küçük cadı...