Kayıtlar

Temmuz, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Beklenen filmin fragmanı yayınlandı...

Resim
Romanı büyük olay olan, sansasyonlar yaratan Grinin 50 Tonu ki aslında bence -Grey'in 50 Tonu olmalıymış ya neyse- filminden ilk kareler geçtiğimiz gün yayınlanan fragmanıyla ortaya çıktı. Ama gelin görün ki filmi izlemek için 2015'in 14 Şubat'ını beklememiz gerekiyor.

Beren ermiş Kenan'ına, Kenan ermiş Beren'ine... Darısı tüm isteyenlere...

Resim
Bence Beren Saat ve Kenan Doğulu ikilisi çok uyumlu bir çift... Çok da yakıştılar birbirlerine... Neden mi? İtiraf ediyorum; çünkü ikisini de ekranda ilk gördüğüm günden beri hiç beğenmem ve pek de sevmem... O yüzden çok sevindim birbirleriyle evlendiklerine. Allah mutlu mesut etsin bir yastıkta kocatsın. Darısı da tüm sevenlerin, isteyenlerin başına olsun...

Bugün Bayram...

Resim
Bugün Ramazan Bayramının ilk günü... Eskiden Şeker Bayramı dediğimiz günlerde sanki daha bir tatlı, daha bir güzeldi bayramlar...Gerçi ben eskiden de bayramlardan pek haz etmezdim... Ama yine de daha bir güzel geliyor eski bayramlar... Nedendir acaba? Anılarda kaldıkları için mi? Yoksa o günler çok farklı oldukları için mi?

Miniminicikmim...

Resim
Sevgili Deeptone  bir mim cevaplamış isteyenler de cevaplasın demiş... Tabii ki de ben isterim Deepciğim dedim ve bu miniminnacık mim'i cevapladım. Haydi bakalım isteyen herkes kendi cevabını versin...

Tercihleriniz hayatınızı belirler...?

Resim
Dün akşam pek çok üniversite adayı, hayatlarının bundan sonraki kısmının ana belirleyicisi olacak üniversite sınavı sonuçlarını öğrendiler. Kimi istediği yeri kazandı, kimi istemediği, kimi ummadığı, ama ne yazık ki kimi de kazanamadı. Evet tercihlerimiz hayatımızı belirler... Ama hayatımız tercihlerimizden ibaret değildir. Bir abla olarak onlara tavsiyem ne kazandıkları yerlere çok sevinsinler ne de kazanamadıkları yerlere çok üzülsünler... Neden mi? İşte benim hikayem...

Yenilesi yutulası meyveler...

Resim
Bilen bilir benim canım boğazımdan gelir... Açken ben ben değilimdir. Ve ne yazık ki pis, kötü yemekler, yani fast food, abur cubur, hamurişleri, şekerler benim favorimdir. Bir gün ayrı kalayım onlardan yüzüm düşer, içim sıkılır... Hele ki aç kalayım aman diyim yaklaşmayın... En son check-up maceamda açım diye gittim arabayı duvara çarptım hem de göz göre göre görmeyerek... Yazarken yazması zor oldu da çarpması kolaydı valla... Olan oldu gitti canım stop lambası...

Sorun bende değil gende...

Resim
Ben yüzde yüz Of'lu bir kişiliğim... Hem annem hem babam Of'lu olunca su katılmamış bir saflık derecesinde Of'lu oluyorum... Bizim oranın insanı bir değişiktir... O yüzden de fıkralara konu olaylar gündelik hayatın bir parçasıdır. Hayata bakış, olayları algılayış söz konusu olduğunda normal insanlardan daha farklı bir açıdan bakıyor olmak galiba bunun sebebi bilemiyorum. Ama tek bildiğim var ki o da şu; Elif ne içiyorsun kafan güzel mi? diye sorduklarında verebilecek tek cevabım olduğu : "Sorun bende değil gende..."

Nasıl evde kaldım...

Resim
Yine upuzun bir ay geçmiş çok sevdiğim bloguma uğramayalı. Son bir ayı nasıl yaşadım ben de anlamadım. İş, koşturmaca ve sıcaktan bayılmış bünyemin kendisini attığı uykunun kollarında geçip gitti günler... Geride kalan bir ayda okumayı başardığım tek kitap var... O da "Kocan Kadar Konuş"... Ne kadar güldüm okurken... Sanki işte hayatınız gibi bir romandı benim için. Tüm Türk kızlarının omuzlarına yüklenen "Sinek kadar kocan olsun ama başında bulunsun" yükünün yarattığı traji-komik travmalarımızın hikayesini kahkahalar eşliğinde okudum... Ve kendime sordum "Nasıl evde kaldım?"